Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkileri

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin 40 yılı aşan uzun bir geçmişi bulunmaktadır. 1959 yılından bugüne kadar uzanan bu sürede, ilişkiler inişli ve çıkışlı bir seyir izlemiş, dönemsel olarak kesintiye uğramış ve Türkiye’nin adaylık statüsünün kabul edildiği 2000’li yıllara kadar gelinmiştir. Bugün, Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üye olarak katılması öncesi süreç yaşanmaktadır.

12 Eylül 1963 tarihinde Ankara’da imzalanan Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasındaki Ortaklık Anlaşması ilişkilerin yasal temelini oluşturmuştur. Türkiye, 14 Nisan 1987 tarihinde Avrupa Topluluğuna tam üye olmak için başvuruda bulunmuştur. Okumaya devam et Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkileri

Okullarda Drama ve Tiyatro Eğitimi

Tiyatro, bir yazar tarafından önceden yazılmış ya da tasarlanmış bir metnin, belirli bir yerde, belirli bir süre içinde ve belirli kişiler tarafından canlandırılması; oyuncuların oyunlarını oynadıkları yapı; drama, oyun; oyuncu, sahne ve izleyici gibi temel ögelerden oluşan bir sanat olarak bilinmektedir. Bunların yanında, dramatik metin, oyunculuk, sahneleme, sahne tasarımı, sahne giysisi, sahne müziği, ışıklama ve sahne tekniği ögelerinin tümünü birlikte içeren sanatsal etkinlik olan tiyatro, dramdan bağımsız, kendi başına kolektif bir sanat dalıdır.

Bir sahne sanatı olarak tiyatro, bireye kişilik ve kimlik kazandırmada en önemli sanat dallarından biridir; insanın toplumsallaşmasında, sosyalleşmesinde, dayanışma bilincinin geliştirilmesinde ve kişiliğin olgunlaşmasında etkili olmaktadır. Tiyatro yalnızca bireyin kendi kişiliğini korumasını değil, başkalarının kişiliğine saygı duymayı da öğretir. Hayatla iç içe ve hayatın her cephesiyle ilgili olan tiyatro insana, insanı insanca öğretir. Okumaya devam et Okullarda Drama ve Tiyatro Eğitimi

Tasarım Eğitimi: Yaratıcılığın Öğretisi

“Yaratıcılık sabırlı bir araştırmadır.”

Courbusier

Çağımızın hızla değişen koşulları nedeni ile ortaya çıkan yeni problemleri gözlemliyoruz.Elbetteki eğitim, bu koşullara uyabilecek insanı eğitmek durumundadır.

Bu durumu öngören toplumlar, eğitim sistemlerini en az on yılda bir yenilemektedirler.Çağdaş koşullara uyum sağlayabilecek insanı yetiştirmek de elbetteki eğitim kurumlarına düşmektedir. Bu kişi de yaratıcı gücü gelişmiş kişidir.

Eğitim sistemleri YARATICIİNSANI gerçekleştirmeyi amaçlarken en çok SANATEĞİTİMİ nden yararlanırlar.Çünkü, sanat eğitimi sistemi, diğer eğitim sistemleri gibi insan beyninin yalnız bir bölümünü işletmekle kalmamakta tüm beyinsel fakültelerini geliştirmektedir.

Dış ülkelerde, büyük bir önemseme ile ele alınan bu ortamın, yani sanat eğitiminin bizde henüz ortak bir hedef olarak bilinçli bir şekilde ele alındığı söylenemez.

Beraberliği, hiç değilse fikir düzeyinde sağlamamıza şiddetle ihtiyaç vardır.Sorunlarımızı birlikte çözmek ve kuvvetlerimizi birleştirmenin gereği, saydığım nedenlerle bu ortam da önem kazanır.

Kuşkusuz, kuvvetlerini birleştirmeyen ve koordine bir şekilde çalışamayan kurum ve kişiler ortak bir amaca varmakta güçlük çekerler.Bunun kaçınılmaz sonuçları da elbette, gecikmeler, hedeften sapmalar ve çok kere de başarısızlıklar olacaktır.
Okumaya devam et Tasarım Eğitimi: Yaratıcılığın Öğretisi

Üniversite Öğrencilerinin Başarılarını Etkileyen Zihinsel Olmayan Faktörler 1

Özet
Bu çalışmanın amacı, Gazi Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin
akademik başarılarını etkileyen zihinsel olmayan faktörleri ve öğrencilerin algı-
ladıkları akademik başarı düzeyleri ile bu faktörler arasındaki ilişkileri belirlemektir.
Bu amaçla, öğrencilerin kişisel özelliklerine, motivasyon kaynaklarına,
öğretimin niteliğine, öğretim elemanı-öğrenci-yönetici ilişkilerine ve öğretim ortamları
nın fiziki özelliklerine ilişkin 30 adet sorunun yer aldığı bir veri toplama
aracı kullanılmıştır. Araştırmaya 204 kız (%49) ve 216 erkek (%51) olmak üzere
Gazi Üniversitesi’nin sekiz fakülte ve bir yüksekokulunda öğrenim gören 420
öğrenci katılmıştır. Araştırmanın sonuçları; öğrencilerin algıladıkları akademik
başarı düzeyleri ile aylık olarak ele geçen paranın ihtiyacı karşılama durumu, ailede
üniversite öğrenimi gören birey sayısı, istenilen programda okuma durumu,
devam edilen programdan, arkadaşlık ve aile ilişkilerinden, kullanılan öğ-
retim yöntemlerinden, öğretim elemanlarıyla olan ilişkilerden ve karşı cinsle
olan arkadaşlık ilişkilerden memnun olup olmama durumları arasında anlamlı
ilişkilerin olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, öğrencilerin algıladıkları
akademik başarı düzeyleri ile cinsiyet, sosyal etkinliklere katılma ve öğrenim
görülen fiziki ortamların yeterliği gibi değişkenler arasında istatistiksel olarak
önemli ilişkiler bulunmamıştır.
Anahtar Sözcükler: Üniversite öğrencisi, akademik başarı, zihinsel olmayan
faktörler
Giriş
Üniversite öğrencilerinin başarılarını etkileyen kişisel özelliklerin belirlenmesi,
son yıllarda araştırmacılar ve eğitimciler açısından önemli bir ilgi alanı ve çalışma
konusu haline gelmiştir. Bu durum; öğrenci başarısını etkileyen faktörlerin daha iyi
anlaşılması, üniversite eğitimine devam etme düzeyinin yükseltilmesi ve öğrencilerin
başarısızlıklarına yönelik gerekli müdahale araçlarının kullanılması çabasının bir
yansımasıdır. Öğrencilerin genel okul başarısında ve belirli konu alanlarına ilişkin kazanı
mların edinilmesinde akademik ve zihinsel özelliklerin önemli bir rol oynadığı
kabul edilmektedir (Larose, Robertson, Roy ve Legault, 1998).
Türk yüksek öğretimiyle ilgili sorunlar ve zihinsel olmayan faktörlerin başarı
üzerindeki etkileri hakkındaki araştırma sonuçları, öğrenci başarısının çeşitli faktör-
* Doç. Dr.; G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü
** Arş. Gör. Dr.; G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü
lerden etkilendiğini göstermektedir. Zihinsel yönden bir yoklama niteliğinde olan
üniversite giriş sınavları, öğrencinin üniversitedeki başarısının ancak bir kısmını yordamaya
olanak tanımaktadır. Oysa ki, araştırmacılar zihinsel olmayan faktörlerin başarı
yı etkilemede önemli olduğuna değinmektedirler (Özgüven, 1974).
Akademik ve zihinsel özellikler öğrenci başarısındaki değişmenin sadece belirli
bir oranını açıklayabilmektedir. Yapılan bir çalışmada 39 farklı araştırmanın sonuçları
incelenmiş ve öğrenci başarısının %5 ile %25 arasında değişen oranlarda akademik
ve zihinsel becerilere bağlanabileceği sonucuna varılmıştır. Bazı araştırmalarda
da zihinsel olmayan faktörlerin öğrenci başarısını açıklamada akademik ve zihinsel
faktörlerden daha etkili olduğu anlaşılmıştır. Örneğin; öğrencilerin okul ortamına
ve farklı sınışara rahatça uyum sağlayabilmeleri, zihinsel becerilerin yanında kişisel
çalışma alışkanlıklarının ve tutumlarının da olumlu olmasını gerektirmektedir. Akran
ilişkileri, yaşam alanlarının düzenlenmesi, iş bulma olanakları ve öğrenci toplulukları
na katılım gibi özelliklerin, öğrencinin zihinsel gelişimine ve akademik başarısına
katkıda bulunduğu görülmektedir. Ayrıca, plan yapma ve zaman yönetimi becerisi,
akademik çalışmalara öncelik verme, sınavlara gerekli şekilde hazırlanma ya da öğ-
renmenin içsel olduğuna ve başarabileceğine inanma gibi bazı özellikler de akademik
başarıyı desteklemektedir (Larose ve diğerleri, 1998; Schommer, 1993). Öğrenilecek
muhteva, görevler ya da ödevler stres verici olduğunda başarısızlık riski artmaktadır.
Bununla birlikte, liseden üniversiteye geçiş gibi öğrencilerin öğrenme ortamlarının
değiştiği durumlar, öğrencilerin kişisel öğrenme yaklaşımlarını değiştirmelerini ya da
bu yaklaşımlarında farklı uyarlamalar yapmalarını gerektirebilir.
Öğ rencilerin başarılarını etkileyen zihinsel ve zihinsel olmayan faktörlere ilişkin
kültürler arası karşılaştırmaya dayalı bir çalışmada, zihinsel olmayan faktörlerin
öğ renme üzerindeki etkisinin doğrudan gözlenmesinin zor olmasına karşın, bu faktörlerin
öğrencilerin bilinç düzeylerini ve öğrenmeye ilişkin tutumlarını biçimlendirdiğ i
sonucuna varılmıştır. Olumlu kişisel özellikler, öğrenciyi öğrenme konusunda cesare tlendirmenin
yanında onda öğrenme isteği oluşturmaktadır (Shehu, Min, Mingfu ve
Zhongchun, 2001). Matematik başarısını etkileyen faktörlere ilişkin bir araştırmada,
öğ renci başarısının pek çok faktörden etkilendiği ve öğretmenlerin algılarına göre matematik
başarısını etkileyen en önemli faktörün öğrencilerin dersi iyi dinlemeleri, en
önemsiz faktörün ise cinsiyet olduğu sonucuna varılmıştır (Dursun ve Dede, 2004).
Yapılan araştırmalar lisedeki akademik başarının özellikle dil bilimlerine, sözel
ve matematiksel becerilere ilişkin başarının üniversite başarısını anlamlı düzeyde
yordadığını göstermektedir (Larose ve diğerleri, 1998). Buna göre, öğrencilerin lisedeki
akademik başarılarına ilişkin olumlu algılarının üniversite başarılarını da olumlu
yönde etkileyeceği söylenebilir.
Öğrencilerin akademik başarısızlıklarının nedenlerine ilişkin başka bir araştırmada;
öğretmen davranışları, öğretim yöntem ve teknikleri, çalışma eksikliği-yetersizliğ
i, öğrenme ortamının yetersizliği, konu içeriği, öğrencilerin psikolojik sorunları,
ailesel sorunlar, öğrenim görülen programın kariyer ve iş hayatına etkisi ve zamanı
etkili kullanmada yetersizlik gibi faktörler, akademik başarısızlığın en önemli nedenleri
arasında gösterilmiştir (Akt. Dursun ve Dede, 2004).
Yapılan araştırmalarda öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen zihinsel
faktörlerin yanında pek çok zihinsel olmayan faktörün olduğu ve öğrenci başarısının
artırılması için öğretmenlerin bu faktörlerin farkında olmaları gerektiği vurgulanu
Galip Yüksel/Ferudun Sezgin
Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008u67
maktadır (Çelenk, 2003; Dursun ve Dede, 2004; Larose ve diğerleri, 1998; Özgüven,
1974). Ayrıca, öğrencilerin okul başarılarında okul-aile dayanışmasının önemine ilişkin
bir araştırmada, eğitim açısından destekleyici ailelerden gelen öğrencilerin başarı
larının daha yüksek olduğu vurgulanmaktadır (Çelenk, 2003).
Öğrenmeye ve başarıya ilişkin beklenti, akademik başarıyı etkileyen önemli
faktörlerden biri olarak kabul edilebilir. Öğrencilerin akademik başarılarına ilişkin
araştırmalarda, öğretmenlerin beklentilerindeki artışla birlikte öğrenci öğrenmelerinin
de arttığı gözlenmektedir. Bu nedenle, öğretmen beklentilerinin öğrenme üzerinde
önemli bir etkiye sahip olduğu belirtilebilir. Etkili öğretmenlerin en önemli özelliklerinden
biri, hem kendileri hem de öğrencileri için yüksek başarı beklentisine sahip
olmalarıdır (Özdemir, Yalın ve Sezgin, 2004). Ayrıca, etkili eğitim sistemlerine ilişkin
araştırmalarda, tüm paydaşların eğitime ilişkin yüksek beklenti içinde olmaları,
etkili okulların önemli özellikleri arasında gösterilmektedir (Bamburg ve Andrews,
1990). Sınıf ortamının temel değişkenlerinden biri olarak öğrenmeye ve öğretmeye
ilişkin beklentilerin yüksek olması durumunda, kendilerine başarılı oldukları hissettirilen
öğrenciler daha başarılı olmaktadırlar (Özden, 2003).
Öğrenme ortamlarının fiziki yapısı ve bu yapının düzenlenmesi, öğrencilerin
davranışları üzerinde doğrudan etkilidir. Bu nedenle, eğitim etkinliklerinin gerçekleştirildiğ
i fiziksel ortamların öğrencilerin fizyolojik ihtiyaçlarına ve öğrenme kazanı
mlarına uygun olması gerekir (Korkmaz, 2003). Okulun, sınıfın veya dersliklerin fiziksel
ortamının öğrenmeye uygun şekilde düzenlenmesi, öğrencinin sosyal, duygusal,
fiziksel ve akademik gelişimini olumlu yönde etkilemektedir (Akyol, 2003). Öğ-
renme ortamlarının fiziki yapısı, öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırmalı, onları
öğrenmeye teşvik etmeli ve öğrenmede kalıcılığı artırmalıdır.Ayrıca, okulun fiziki ortamları
nın temiz ve düzenli olması, öğrencilerin olumlu bir öğrenme ortamı içinde olmaları
açısından önem taşımaktadır.
Akademik başarıyı etkileyen önemli faktörlerden biri de öğrencilerin sosyal
etkileşim düzeyleridir. Öğretim etkinliklerinin, öğrenciler arasında işbirliğini ve grup
çalışmasını destekleyici nitelikte olması gerekir. Öğrenciler arası sosyal etkileşim, öğ-
renmeyi kolaylaştırır ve bilginin paylaşılmasını sağlayarak öğrenmeyi pekiştirir. ‹şbirliğ
ine dayalı takım çalışmaları ve grup projeleri, yüksek düzeyli düşünme ve problem
çözme becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur (Davis, 2001).
Zihinsel olmayan faktörler üzerinde yapılan araştırmaların çeşitliliği de bu tip
faktörlerin kapsamının geniş bir alana yayıldığını göstermektedir. Türkiye’de zihinsel
olmayan faktörler konusu daha ziyade öğrencinin kişilik özellikleri, çevresel olanakları,
aile yapısı, vb. değişkenlerle ilgilidir. Bu araştırmada, Gazi Üniversitesi öğ-
rencilerinin akademik başarılarını etkileyen zihinsel olmayan faktörler incelenmiştir.
Araştırmanın, öğrencilerin başarılarını artırıcı yönde alınacak tedbirlere katkıda bulunabileceğ
i düşünülmektedir.
Üniversite öğrencilerinin başarılarını etkileyen zihinsel olmayan faktörlere
ilişkin olarak yapılan bu araştırmanın iki temel amacı aşağıda verilmiştir:
1. Öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen zihinsel olmayan faktörlere
ilişkin dağılım nasıldır?
2. Öğrencilerin algıladıkları başarı durumları ile akademik başarılarını etkileyen
zihinsel olmayan faktörler arasında anlamlı ilişkiler var mıdır?
Üniversite Öğrencilerinin Başarılarını Etkileyen Zihinsel Olmayan Faktörler… u
u68 Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008
Yöntem
Araştırmanın bu bölümünde araştırma modeli, katılımcılar, veri toplama aracı
ve verilerin analizi ile ilgili bilgiler verilmiştir.
Araştırma Modeli
Araştırma, tarama modelindedir. Tarama modelleri, geçmişte veya halen var
olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır
(Karasar, 2003). Araştırmada, üniversite öğrencilerinin algıladıkları akademik başarı
düzeylerinin bazı zihinsel olmayan faktörlerle ilişkisi betimsel olarak incelenmiştir.
Katılımcılar
Araştırmaya Gazi Üniversitesi’nin sekiz fakülte ve bir yüksekokulunda öğrenim
gören ve yansız olarak seçilen 420 öğrenci katılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin
%51’i erkek, %49’u kızdır. Öğrencilerin fakültelere göre dağılımı ise şu şekildedir:
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu %11, Dış Hekimliği Fakültesi %10, Endüstriyel
Sanatlar Eğitim Fakültesi %10, Fen-Edebiyat Fakültesi %12, Gazi Eğitim Fakültesi
%13, ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi %11, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi
%11, Teknik Eğitim Fakültesi %11 ve Tıp Fakültesi %11. Araştırmaya katılan öğrencilerin
%57’si 3. 4. ve 5. sınışarda öğrenim görürken, %43’ü de diğer sınışarda öğrenim
görmektedir.
Veri Toplama Aracı
Araştırma için gerekli verilerin toplanması amacıyla öğrencilerin kişisel özeliklerine,
motivasyon kaynaklarına, üniversitede öğretimin niteliğine, öğretim elemanı,
öğrenci ve yönetici ilişkilerine yönelik 30 sorundan oluşan bir anket hazırlanmıştı
r. Araştırma için gerekli soruların oluşturulması için yerli ve yabancı alanyazın taranmı
ştır. Ayrıca, bir grup öğrenci ile akademik başarılarında etkili olduğunu düşündükleri
değişkenlere ilişkin odak grup çalışması yapılmıştır. Veri toplama aracında
yer alan soruların kapsam geçerliği için uzman görüşüne başvurulmuş, bu doğrultuda
gerekli görülen düzeltme ve eklemeler yapılarak araç kullanılmıştır.
Verilerin Analizi
Üniversite öğrencilerinin başarılarını etkileyen zihinsel olmayan faktörlerle ilgili
verilerin değerlendirilmesinde frekans (f) ve yüzde (%) kullanılmıştır. ‹ki süreksiz
değişken arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı da kay-kare testi ile incelenmiştir.
Bulgular
Araştırmada öğrencilerin başarılarını etkileyen zihinsel olmayan bazı faktörlere
ilişkin dağılımlar aşağıda sunulmuştur:
Okunan programın tercih sırası: Araştırmaya katılan öğrencilerin beşte üçünden
fazlasının (%61) devam ettiği program, ilk üç tercihi arasında yer almıştır. Bu bulgu,
her beş öğrenciden üçünün Gazi Üniversitesi’nin ilgili programını isteyerek seçtiği
şeklinde değerlendirilebilir.
Algılanan akademik başarı düzeAyir:a ştırmaya katılan öğrencilerin %6’sı akademik
başarısını “çok iyi”, %49’u “iyi”, %36’sı “orta” ve %9’u ise “zayıf” olarak algılamaktadı
r.
u Galip Yüksel/Ferudun Sezgin
Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008u69
Lise mezuniyet decresi: Araştırmaya katılan öğrencilerin %53’ü lise mezuniyet
derecesini “pekiyi”, %39’u “iyi” ve %8’i de “orta” olarak belirtmiştir.
‹lk 15 yılın geçirildiği yerleşim yerAi:r aştırmaya katılan öğrencilerin yarısından
fazlasının (%51) yaşamının ilk 15 yılını büyük şehirlerde geçirdiği anlaşılmaktadır.
Ailenin gelir durumuA: raştırmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu (%82)
ailesinin gelir durumunun “orta” olduğunu belirtmiştir.
Ailede üniversite öğenr imi göern birey sayısı:Araştırmaya katılan öğrencilerin üçte
ikisinin (%67) ailesinde üniversitede öğrenim gören en az bir birey bulunmaktadır.
Aylık ele geçen gelirin ihtiyacı karşılama durumAura: ştırmaya katılan öğrencilerin
yaklaşık yarısı (%46) aylık olarak eline geçen gelirin ihtiyaçlarını karşılamadığını
belirtmektedir.
‹stenilen por gramda öğernim görme durumuA: raştırmaya katılan öğrencilerin
beşte ikiden fazlası (%42) istediği bir programda öğrenim gördüğünü belirtirken,
yaklaşık üçte biri (%31) istediğine yakın bir programda öğrenim gördüğünü belirtmiştir.
‹stemediği bir programda eğitim gördüğünü düşünenlerin oranı ise %27’dir.
Eğitim alınan porgramdan memnuniyeAt: raştırmaya katılan öğrencilerin beşte
ikiden fazlası (%42) devam ettiği programdan memnun olduğunu, yine beşte ikiden
fazlası (%44) da kısmen memnun olduğunu belirtmiştir. Öğrenim gördüğü programdan
şu an memnun olmadığını belirtenlerin oranı ise %14’tür.
Konser, açık oturum, spo, rfolklo,r tiyatro, vb. ders dışı kültüelr ve sosyal faaliyetleer
katılma durumuA: raştırmaya katılan öğrencilerin %17’si konser, açık oturum, spor,
folklor, tiyatro, vb. ders dışı kültürel ve sosyal faaliyetlere “hiç” katılmadığını belirtirken,
yaklaşık üçte ikisi (%65) “bazen” katıldığını ve %18’i ise “çoğu zaman” katıldı-
ğını belirtmiştir.
Sağlık durumu: Araştırmaya katılan öğrencilerin yarıdan fazlasının (%57) sağ-
lık problemi bulunmamaktadır. Sürekli bir sağlık problemi olduğunu belirtenlerin
oranı ise %5’tir.
Öğrenim görülen birimin fiziki ortamAır: aştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık
dörtte biri (%24) öğrenim gördüğü fiziki ortamları yeterli bulurken, öğrencilerin üçte
birinden fazlası (%35) biraz yeterli bulmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin beşte
ikisinden fazlası (%41) da öğrenim görülen fiziki ortamların yetersiz olduğu görüşündedir.
Arkadaşlık ilişkilerinden memnuniyAetr:a ştırmaya katılan öğrencilerin üçte ikisi
(%66) arkadaşlık ilişkilerinden memnun olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin dörtte
birinden fazlasının (%27) arkadaşlık ilişkilerinden biraz memnun olduğu, %7’sinin
ise memnun olmadığı görülmektedir.
Üniversitedeki yönetici-öeğnrci ilişkilerinden memnuniyeAt:r aştırmaya katılan öğ-
rencilerin üçte biri (%33) üniversitedeki yönetici-öğrenci ilişkilerinden memnun olmadığı
nı belirtmiştir. Ayrıca, öğrencilerin yaklaşık yarısı (%49) yönetici-öğrenci ilişkilerinden
kısmen memnun olduğunu belirtirken, üniversitedeki yönetici-öğrenci ilişkilerinden
memnun olanların oranı ise %18’dir.
Aile ile ilişkilerden memnuniyeAtr: aştırmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğ
u (%82) ailesi ile ilişkilerinin iyi olduğunu belirtmiştir. Ailesi ile ilişkilerinin kısÜniversite
Öğrencilerinin Başarılarını Etkileyen Zihinsel Olmayan Faktörler… u
u70 Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008
men iyi olduğunu belirtenlerin oranı %17 olurken, kötü olduğunu belirtenlerin oranı
ise sadece %1’dir.
Derslerde kullanılan öeğtrim yöntemlerinden memnuniyeÖt:ğ rencilerin %23’ü
derslerde kullanılan öğretim yöntemlerinden memnun değilken, %61’i kısmen memnundur.
Öğretim elemanlarının örnek olay ve gözlem gibi durumlardan genel sonuçla-r çıkar
ma durumu: Öğrencilerin dörtte birinden fazlası (%27) öğretim elemanlarının her zaman
tümevarım yöntemini kullanarak ders işlediğini belirtmiştir. Tümevarım yönteminin
bazen kullanıldığını belirtenlerin oranı ise beşte üçten biraz fazladır (%62). Bu
yöntemin hiç kullanılmadığını düşünen öğrencilerin oranı ise %11’dir.
Öğretim elemanlarını alanlarında yeterli bulma durumArua:ş tırmaya katılan öğ-
rencilerin beşte ikisi (%40) öğretim elemanlarını alanlarında yeterli bulurken, yarıdan
fazlası (%52) kısmen yeterli bulmaktadır. Öğrencilerin %8’i ise öğretim elemanlarını
alanlarında yeterli bulmadığını belirtmiştir.
Öğretim elemanlarıyla olan ilişkilerden memnuniÖyeğtr:e ncilerin üçte ikisi (%67)
öğretim elemanlarıyla olan ilişkilerinden memnun olduğunu belirtirken, üçte biri
(%33) memnun olmadığını belirtmiştir.
Karşı cinsle olan arkadaşlık ilişkilerinden memnunAiyreatş: tırmaya katılan öğrencilerin
yaklaşık üçte ikisi (%64) karşı cinsle olan arkadaşlık ilişkilerinden memnun olduğ
unu ifade etmiştir. Karşı cinsle olan arkadaşlık ilişkilerinden memnun olmadığı-
nı belirtenlerin oranı ise %12’dir.
Günlük yaşamda kendisini nasıl hissettiğine ilişkin aAlgraı:ş tırmaya katılan öğ-
rencilerin yaklaşık dörtte üçü (%73) günlük yaşamda kendini sakin hissetmektedir.
Bununla birlikte, öğrencilerin beşte biri (%20) günlük yaşamda kendini gergin, %7’si
de oldukça gergin hissettiğini belirtmiştir.
Üniversite başarı deercesinin beklentiye uygunluğAu:r aştırmaya katılan öğrencilerin
yaklaşık yarısı (%48) üniversitedeki başarı derecesinin beklentisine uygun oldu-
ğunu düşünmektedir. Aynı şekilde öğrencilerin yaklaşık yarısı (%46) başarısının beklentisinden
düşük olduğunu ve %6’sı da beklentisinden yüksek bir başarıya sahip olduğ
unu belirtmiştir.
Başarıda başkalarının etkili olmaAsır: aştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık beşte
biri (%18) başarısında başkalarının etkili olduğunu düşünmektedir. Öğrencilerin
yaklaşık yarısı (%48) başarısında kısmen başkalarını etkili görürken, öğrencilerin üçte
birinden fazlası (%34) başarısında başkalarının etkili olmadığını düşünmektedir.
Üniversitede internet hizmetlerinin yeterliliAğir:a ştırmaya katılan öğrencilerin
%7’si internet hizmetlerinin “çok yeterli”, %22’si “oldukça yeterli”, %32’si “orta düzeyde
yeterli” ve %17’si “biraz yeterli” olduğunu düşünürken, üniversitenin internet
hizmetlerinin hiç yeterli olmadığını belirtenlerin oranı ise %22’dir.
Öğrenirken ayrıntılı örneklee rve ek açıklamalara ihtiyaç duymAar:a ştırmaya katı-
lan öğrencilerin %2’si “hiçbir zaman” cevabını vererek öğrenirken ayrıntılı örneklere
ve ek açıklamalara ihtiyaç duymadığını belirtmiştir. Bununla birlikte, öğrencilerin yarı
dan fazlası (%58) “bazen”, beşte ikisi de (%40) “her zaman” öğrenirken ayrıntılı örneklere
ve ek açıklamalara ihtiyaç duymaktadır.
u Galip Yüksel/Ferudun Sezgin
Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008u71
Üniversite Öğrencilerinin Başarılarını Etkileyen Zihinsel Olmayan Faktörler… u
u72 Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008
Öğrenirken dış desteğe ihtiyaç duymAar:a ştırmaya katılan öğrencilerin %13’ü
öğrenirken her zaman dış desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtirken, dörtte üçünden fazlası
(%76) bazen dış desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin %11’i ise
öğrenirken hiçbir zaman dış bir desteğe ihtiyaç duymadığını düşünmektedir.
Gazi Üniversitesi öğerncisi olmaktan memnuniyeAt:r aştırmaya katılan öğrencilerin
üçte biri (%33) bu soruya “evet” cevabını verirken, yaklaşık beşte ikisi (%38) “hayı
r” yönünde görüş belirtmiştir. Ayrıca, öğrencilerin %29’unun bu konuda kararsız
olduğu anlaşılmaktadır.
Araştırmaya katılan öğrencilerin algıladıkları akademik başarı düzeyleri ile
bazı zihinsel olmayan faktörler arasındaki ilişkiler için yapılan kay-kare testi sonuçları
aşağıda sunulmuştur:
Tablo 1. Algılanan akademik başarı ile cinsiyet arasındaki ilişki için kay-kare
testi sonuçları
Öğrencilerin cinsiyetleri ile algıladıkları akademik başarı düzeyleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>.05). Başka bir anlatımla, algı-
lanan akademik başarı düzeyi cinsiyete bağlı olarak değişiklik göstermemiştir.
Tablo 2. Algılanan akademik başarı ile aylık ele geçen paranın ihtiyacı karşılama
durumu arasındaki ilişki için kay-kare testi sonuçları
Öğrencilerin algıladıkları akademik başarı düzeyleri ile aylık olarak ellerine
geçen paranın ihtiyaçlarını karşılama durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş-
Akademik Başarı Düzeyi
Cinsiyet Toplam
Çok ‹yi ‹yi Orta Zayıf
n 16 108 67 13 204
Kız % 7.8 52.9 32.8 6.4 100.0
n 10 98 84 23 215
Erkek % 4.7 45.6 39.1 10.7 100.0
n 26 206 151 36 419
Toplam % 6.2 49.2 36.0 8.6 100.0
X2
(3)=6.277, p=.099
Aylık Ele Geçen Akademik Başarı Düzeyi
Paranın ‹htiyacı Toplam
Karşılama Durumu Çok ‹yi ‹yi Orta Zayıf
n 15 142 110 17 284
Evet
% 5.3 50.0 38.7 6.0 100.0
n 11 64 41 19 135
Hayır
% 8.1 47.4 30.4 14.1 100.0
n 26 206 151 36 419
Toplam % 6.2 49.2 36.0 8.6 100.0
X2
(3)=10.079, p=.018
tur (p<.05). Aylık eline geçen paranın, ihtiyaçlarını karşılamaya yettiğini belirten öğ-
rencilerin başarıları daha yüksektir.
Tablo 3. Algılanan akademik başarı ile ailede üniversite öğrenimi gören birey
sayısı arasındaki ilişki için kay-kare testi sonuçları
Araştırmaya katılan öğrencilerin algıladıkları akademik başarı düzeyleri ile ailelerinde
üniversitede öğrenim gören birey sayısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur
(p<.05). Ailesinde üniversite mezunu ya da üniversitede öğrenim gören birey
sayısı iki ve daha fazla olan öğrencilerin akademik başarıları daha yüksektir.
Tablo 4. Algılanan akademik başarı ile istenilen programda öğrenim görme
durumu arasındaki ilişki için kay-kare testi sonuçları
Araştırmaya katılan öğrencilerin algıladıkları akademik başarı düzeyleri ile istenilen
programda öğrenim görme durumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur
(p<.05). ‹stediği bir programda öğrenim gördüğünü düşünen öğrencilerin akademik
başarıları daha yüksektir.
u Galip Yüksel/Ferudun Sezgin
Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008u73
Ailede Ünversite Akademik Başarı Düzeyi
Öğrenimi Gören Toplam
Birey Sayısı Çok ‹yi ‹yi Orta Zayıf
n 4 76 47 9 136
1 kişi
% 2.9 55.9 34.6 6.6 100.0
n 15 58 53 16 142
2 kişi
% 10.6 40.8 37.3 11.3 100.0
3 ve daha n 6 69 49 10 134
fazla kişi % 4.5 51.5 36.6 7.5 100.0
n 25 203 149 35 412
Toplam % 6.1 49.3 36.2 8.5 100.0
X2
(6)=13.039, p=.042
‹stenilen Programda Akademik Başarı Düzeyi
Öğrenim Görme Toplam
Durumu Çok ‹yi ‹yi Orta Zayıf
n 13 97 54 11 175
Evet
% 7.4 55.4 30.9 6.3 100.0
‹steğime n 10 60 51 8 129
Yakın % 7.8 46.5 39.5 6.2 100.0
n 3 49 45 17 114
Hayır
% 2.6 43.0 39.5 14.9 100.0
n 26 206 150 36 418
Toplam % 6.2 49.3 35.9 8.6 100.0
X2
(6)=15.063, p=.020
Tablo 5. Algılanan akademik başarı ile devam edilen programdan memnun olma
durumu arasındaki ilişki için kay-kare testi sonuçları
Öğrencilerin algıladıkları akademik başarı düzeyleri ile devam ettikleri programdan
şimdi memnun olup olmama durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir ilişki bulunmuştur (p<.05). Devam ettiği programdan memnun olduğunu düşünen
öğrencilerin algıladıkları akademik başarıları daha yüksektir.
Tablo 6. Algılanan akademik başarı ile sosyal etkinliklere katılma durumu arası
ndaki ilişki için kay-kare testi sonuçları
Araştırmaya katılan öğrencilerin algıladıkları akademik başarı düzeyleri ile
sosyal etkinliklere katılma durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamı
ştır (p>.05). ‹statistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmamasına karşın, sosyal
etkinliklere katılan öğrencilerin akademik başarılarının daha yüksek olduğu yönünde
bir eğilimin olduğu görülmektedir.
Üniversite Öğrencilerinin Başarılarını Etkileyen Zihinsel Olmayan Faktörler… u
u74 Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008
Devam Edilen Akademik Başarı Düzeyi
Programdan Memnun Toplam
Olma Durumu Çok ‹yi ‹yi Orta Zayıf
n 12 102 50 10 174
Evet
% 6.9 58.6 28.7 5.7 100.0
n 12 81 77 15 185
Kısmen % 6.5 43.8 41.6 8.1 100.0
n 2 23 23 11 59
Hayır
% 3.4 39.0 39.0 18.6 100.0
n 26 206 150 36 418
Toplam % 6.2 49.3 35.9 8.6 100.0
X2
(6)=19.333, p=.004

Tekrar okumanın okuduğunu anlamaya etkisi – 1

Özet
Bu çalışmada ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama becerilerinin
geliştirilmesinde tekrarlı okuma yönteminin etkisi araştırılmıştır. Çalışma,
Ankara’da İhsan Aras İlköğretim Okulu ve Şinasi İlköğretim Okulundan
araştırmanın amacına uygun olarak seçilen 4 öğrenciyle yürütülmüştür. Seçilen
öğrenciler zekâ, işitsel ve görsel yönden herhangi bir problemi olmamasına rağ-
men okuma güçlüğü bulunan öğrencilerdir. Okuduğunu anlama seviyesi tespit
edilen her bir öğrenciye haftada 4 saat olmak üzere toplam 48 saat tekrarlı okuma
yöntemi kullanılarak öğretim sunulmuştur. Öğretim haftada 2 oturum hâlinde
3 ay devam etmiş ve 24 oturumda tamamlanmıştır. Öğretim, Talim Terbiye
Kurulu Başkanlığı tarafından onaylı ilköğretim 2. sınıf Türkçe ders kitaplarından
seçilen 24 hikâye türü okuma metni ile yapılmıştır. Öğretim, bireysel olarak
sessiz bir ortamda yapılmıştır. Tekrarlı okuma yöntemi ile sunulan 3 aylık bir
öğretimin sonunda öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerinde önemli derecede
bir artış olduğu görülmüştür.
Anahtar Sözcükler: Tekrarlı okuma yöntemi, okuduğunu anlama, geliştirme
Giriş
Okuduğunu anlama, okumanın temel ilkelerinden birisidir. Çünkü okuma beraberinde
anlamayı gerektirir. Anlama olmaksızın yapılan okuma, okuma değil, ancak
seslendirmedir. Mesela İngilizce bilmeyen bir kişinin, İngilizce bir metni okuması
gibi. Kişi metni okumuştur, ancak İngilizceyi bilmediği için okuduklarına bir anlam
verememiştir.
Akıcı okumaya sahip kişiler, okuduklarından nasıl anlam çıkarılacağını bilirler,
metindeki düşünceleri genişletirler. Onlar kelime bilgisini ve metin yapısını iyi
kullanırlar. Kelimeleri seri bir şekilde tanırlar. Bunun yanında okuma becerisi zayıf
olan okuyucuların birçoğunun anlama problemi vardır. Çünkü onlar metindeki kelimeleri
seri bir şekilde tanıyamazlar. Onlar dikkatlerini kelimenin anlamından başka
bir yöne, yani kelimeyi seslendirmeye çevirirler. Kelimeyi zor da olsa doğru okusalar
bile anlayamazlar. Çünkü dikkatlerini kelimeyi okumaya yoğunlaştırmışlardır (Salinger,
2003, 81).
Güneş’e (2000, 60) göre okuduğunu anlama, bir metnin anlamını bulma, onun
üzerinde düşünme, nedenlerini araştırma, sonuçlar çıkarma ve değerlendirme biçi-
Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008u51
* Dr.; İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Programı.
** Yrd. Doç. Dr.; Gazi Üniversitesi, Gazi Eğt.Fak., İlköğretim Böl., Sınıf Öğretmenliği Programı.
midir. Okuduğunu anlama, inceleme ve seçim yapma, bir karara varma, çevirme, yorumlama,
öteleme, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi zihin faaliyetlerini içine
almaktadır.
Okuduğunu anlama, kelime tanımanın etkilerini içine alan birkaç faktöre bağ-
lıdır. Bununla birlikte okuyucu, okuduğu cümlenin gerçek anlamını doğru bir şekilde
anlamalıdır. Okuma işleminde bir kelime bazen parça içinde gerçek anlamında
kullanılmayabilir. Okuduğunu anlama, her zaman cümlenin anlamının gelişine bağ-
lıdır. İyi bir anlama için okuyucu, bir parçada paragraşar arasında, bir paragrafta ise
cümleler arasındaki ilişkileri anlamalıdır (Miller, 1972, 7).
Okuyucular, metni okuduktan sonra, sahip oldukları bilgi ile metinde sunulan
bilgi arasında köprü kurmalıdırlar. Okuduğunu anlama düşünme ile ilgilidir. Okuyucuları
n geçmiş bilgileri, ilgileri ve okuma durumları metnin anlaşılmasında etkilidir.
Okuyucu metindeki yeni bilgiyi eski bilgilerle bütünleştirmelidir. (Lerner, 2000, 405).
Okuduğunu anlamaya; kişinin zekâ düzeyi, öğrenim durumu, öğrendiği bilgi
ile kavramların yerindeliği ve doğruluğu, kelime dağarcığı, bilgi işlem hızı gibi faktörler
etki etmektedir (Güleryüz, 2004, 91).
Bu etki olumlu ya da olumsuz yönde olabilmektedir. Olumsuz yöndeki etkisi
okuduğunu anlayamama olarak kendini göstermektedir. Özellikle ilköğretim düzeyinde
okuduğunu anlama güçlüğü çeken birçok öğrencinin olduğu tahmin edilmektedir.
Okuduğunu anlayamama durumu öğrencinin diğer derslerini de olumsuz yönde
etkilemektedir. Buna sınıf arkadaşlarının ya da öğretmeninin olumsuz gözle bakması
(okuyamıyor, okuduğunu anlayamıyor, tembel, sorunlu öğrenci vs. gibi) da eklendiğ
i zaman öğrenci kendi içine kapanmakta, dış dünya ile irtibatını kesmektedir.
Bu durumdaki öğrencilerin birçoğu okuma ve okuduğunu anlamaya engel teşkil edecek
zihinsel ve Şziksel (işitsel, görsel) herhangi bir problemi olmayan kişilerdir. Zaten
zihinsel yönden herhangi bir probleme sahip olan öğrenciler Rehberlik Araştırma
Merkezlerinden yardım alabilmektedirler. Ancak Rehberlik Araştırma Merkezleri, zekâ
testi (WISHC-R) sonucu normal olan öğrencilere özel öğretim sunmamaktadır.
Zihinsel ve Şziksel yönden bir sorunu olmadığı hâlde okuma ya da okuduğunu
anlama güçlüğü çeken öğrencilere uygun yöntem ve tekniklerle öğretim sunulmalı
dır. Okuma ve okuduğunu anlama becerilerini geliştiren yöntemlerin başında ise
tekrarlı okuma yöntemi gelmektedir.
Tekrarlı Okuma Yöntemi
Tekrarlı okuma yöntemi, okuma güçlüklerinin giderilmesinde kullanılan en
yaygın yöntemdir. Bu yöntemde okuma güçlüğü olan öğrenciler, bir yetişkinin rehberliğ
inde ilgili metinleri kolaydan zora doğru sistematik bir biçimde birden fazla
tekrar ederek okumaktadırlar. Sistemli olarak yapılan tekrarlar neticecinde okuma
güçlüğü olan öğrencilerin, okuma hatalarında azalma, okuduğunu anlama becerilerinde
gelişme olmaktadır.
Tekrarlı okuma yöntemi; metinlerin akıcı okumaya ulaşılıncaya kadar birkaç
kere tekrar edilerek okunması şeklinde tanımlanabilir (Samuels, 1997, 377).
Bu yöntem dakikada 80 kelimeyi okuyuncaya kadar aynı metnin tekrar edilerek
okunmasıyla ilgilidir. Öğrenciler 80 kelimeyi okuyuncaya kadar metni tekrarlarlar,
daha sonra gelecek metin öğrencilere tanıtılır. Bazen okuyucular kelimeler üzerin-
Tekrarlı Okuma Yönteminin Okuduğunu Anlamaya Etkisi u
u52 Millî Eğitim u Sayı 179 u Yaz/2008
de hataya düşerler, yanlış başlangıçlar ve uygun olmayan yerlerde çok uzun duraklamalar
yaparlar. Birkaç tekrardan sonra onlar, normal okuma kurallarına uygun olarak
akıcı bir şekilde okurlar (Logan, 1997, 138). Bu yöntem, okuyucunun kelimeyi seri
bir şekilde okumasına ve dikkatini kelimenin anlamı üzerinde yoğunlaştırmasına
imkân sağlamaktadır (Blum ve Koskinen, 1991, 196).
Bu yöntem, öğrenciyle bireysel olarak uygulanabildiği gibi küçük bir grupla
da uygulanabilir. İstenilen okuma akıcılığına ulaşılınca yeni bir metin seçilir. Metnin
bir kopyası öğrencilerin anne ve babalarıyla birlikte okuma yapmaları için evlerine
gönderilir (May, 1986, 71).
Tekrarlı okuma yöntemi, çocukların kelimeleri doğru bir şekilde tanımalarına
katkı sağlamaktadır. Rashotte ve Torgesen’in (1985) araştırma sonuçları tekrarlayıcı
okumanın bilhassa okuma yetersizliği olan öğrencilerde hem doğru okumayı geliştirdiğ
i hem de okuma hızını %50 artırdığını göstermektedir. Ayrıca yapılan bu okuma
çalışması çocuklarda kendine güveni geliştirmekte ve okumaya ilgiyi artırmaktadır
(Akyol, 2005, 76).
Tekrarlı okuma yöntemiyle yapılan öğretim sayesinde okuma hatalarında
azalma, okuduğunu anlama becerilerinde ve okuma hızında artma olmaktadır.
Araştırmanın Amacı
Araştırmanın amacı Şziksel (görsel, işitsel) ve zihinsel bir sorunu olmamasına
rağmen okuma güçlüğü çeken ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin, okuduğunu anlama
becerilerini geliştirmede tekrarlı okuma yönteminin etkililik derecesini belirlemeye
çalışmaktır. Bu amaca ulaşmak için aşağıdaki soruların cevapları aranmıştır:
1. İlköğretim 3. sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama düzeyleri nasıl sınışandı
rılabilir?
2. İlköğretim 3. sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama becerilerini geliştirmede
tekrarlı okuma yöntemi ne derecede etkilidir?
Yöntem
Bu çalışma deneysel bir araştırmadır.
Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubunu ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinden araştırmanı
n amacına uygun olarak seçilen öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına
uygun nitelikteki öğrencilerin özellikleri:
a. Okuma güçlüğüne sahip olan (çok sık sesli okuma hatası yapan),
b. Zekâ düzeyi normal olan (Wechsler Çocuklar İçin Zekâ Testi sonuçlarına
göre IQ puanı 90 ve üzeri olan),
c. Herhangi bir işitsel ve görsel sorunu olmayan,
d. Dil ve konuşma bozukluğu olmayan (Kekemelik, damak çatlaklığı, dilaltı
bağı gibi konuşmaya engel teşkil edebilecek herhangi bir sorunu olmayan).
Araştırma 2005-2006 öğretim yılında Anakara/Keçiören’deki Şinasi ve İhsan
Aras İlköğretim okulundan seçilen biri kız, üç tanesi erkek olmak üzere toplam 4 öğ-
renci üzerinde yapılmıştır.
u Muamber Yılmaz/Kemal Köksal
Bu çalışma Milli Eğitim Bakanlığı arşivinden alınmış olup tüm hak sahiplerinin isimleri metinlerde verilmiştir.

İlköğretim ve Ortaoğretim Öğrencilerine Ücretsiz Ders Kitabı

2008-2009 eğitim-öğretim yılında, ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim gören öğrencilerimize 167.575.754 adet ders kitabı dağıtılmıştır.

1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 53. maddesi hükmü doğrultusunda Bakanlığımızca; 2003-2004 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulan ilköğretim öğrencilerine Ücretsiz Ders Kitabı Temini  Projesi, 2004-2005 eğitim öğretim yılından itibaren Başkanlığımızca yürütülmektedir.

Bu projeye 2006-2007 eğitim öğretim yılından itibaren ortaöğretim öğrencileri de dahil edilmiştir. Proje başlangıcından itibaren özel sektör Okumaya devam et İlköğretim ve Ortaoğretim Öğrencilerine Ücretsiz Ders Kitabı

Ana Kız okuldayız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, Halk Bankası’nın sponsorluğunda Milli Eğitim Bakanlığınca başlatılan “Ana-Kız Okuldayız Kampanyası”nın 1. değerlendirme toplantısı, Kızılcahamam Asya Termal Tesisleri’nde gerçekleştirildi.

Burada konuşan Emine Erdoğan, bilginin en büyük değer olarak kabul edildiği bir çağda yaşandığını belirterek, “Böyle bir çağda ülkemizin neresinde olursa olsun, okuma-yazma bilmeyenlerin olmasını asla kabul edemeyiz. Bizler, tarih boyunca dünya bilimine, sanatına ve kültürüne büyük katkılar sağlamış bir medeniyetten geliyoruz” diye konuştu. Okumaya devam et Ana Kız okuldayız

MEB İnternete Erişim Projesi

Milli Eğitim bakanlığı internete erişim projesiyle , 12 milyon öğrenciyi 400 bini aşkın bilgisayarla internete bağlayacak.
Proje Milli Eğitim bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı nın ortaklaşa gerçekleştirdiği proje 2008 in sonunda tamamlanmış olacak.
Ayrıca ADSL bağlantısının yapılması mümkün olmayan 9bin civarı okul / kurum bulunmakta bu okul / kurumlarada internet bağlantısı TÜRKSAT çalışmalarıyla uydu yoluyla sağlanacak . Yani bu okul ve kurumlar internete uydudan bağlancaktır.
Milli Eğitim bakanlığımızı ve Ulaştırma Bakanlığını örnek projeden ötürü tebrik ediyoruz.

2008 Öğretmen Atamaları Yapıldı- Sonuçları burada

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sözleşmeli ve kadrolu toplam 18 bin 18 öğretmen atadı. Atama işlemi 5 dakika sürdü. Öğretmen adaylarının sevinç çığlıkları attıkları görüldü.

Öğretmen atamaları için MEB Başöğretmen Salonu’nda bir tören düzenlendi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, törende konuştu ve Okumaya devam et 2008 Öğretmen Atamaları Yapıldı- Sonuçları burada

2008 Oks Sonuçları Açıklanıyor

2008 OKS sonuçları bugün açıklanacak.

OKS bugün, ÖSS yarın açıklanıyor  

İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin girdiği Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) sonuçlarının bugün açıklanması beklenirken, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)’nden sürpriz bir açıklama geldi.

ÖSYM 15 Temmuz’da açıklayacağı 2008 öss sonuçları nı  yarın açıklayacağını duyurdu.

http://oges.meb.gov.tr/  adresinden 2008 oks sonuçlarınıöğrenebilirsiniz.

Gelişmeleri sitemizden takip edebilirsiniz.