Etkili iletişim yolları nelerdir? Etkili iletişim yöntemlerinden biri edilgen dinlemedir. Edilgen dinleme, çocuk konuşurken, sık sık soru sormadan ve yorum yapmadan onu dinlemektir. Anne-baba kendi görüşlerini iletmek yerine onay tepkilerini (kafasını öne doğru eğerek “hı, hı”, “doğru”, cümlelerdeki önemli kelimeleri tekrar etmek) kullanarak tamamen susmadan, göz teması kurarak çocuğun konuşmaya teşvik edilmesidir. Bu yöntemle, çocuk dinlenildiğini, duygu ve düşüncelerinin önemli olduğunu, vereceğe karara güvenildiği iletisini alacaktır.
Diğer bir yöntem konuşmaya özendirmektir. Çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlandığı durumlarda, konuşmaya davet etmek için özendirici sorular sorarak konuşmak için davettir. “Düşüncelerin ilgimi çekiyor.”, “Bugün üzgün görünüyorsun, konuşmak ister misin?”, “Bu konudaki duygu ve düşüncelerini merak ediyorum.” gibi cümleler çocuğa saygı duyulduğu iletisini göndererek konuşmaya teşvik eder. Bu sözler kullanılmaya başlandığı ilk zamanlarda çocuklar alışık olmadıkları bir durumla karşılaşacakları için olumlu tepkiler vermeyebilirler. Ama denendikçe, zamanla çocukların tepkileri olumlu olmaya başlayacaktır.
Önemli diğer bir yöntem ise etkin dinlemedir. Etkin dinleme, dinleyen kişinin anlatılanları karşı tarafa tıpkı bir ayna gibi yansıtmasıdır. Edilgin dinlemeden farkı, konuşan kişinin doğru anlaşıldığı ve işitildiğini karşı tarafa iletmesidir. Yani konuşan kişinin duygularının anlaşıldığının ifade edilmesidir. Böylece çocuk hem kendisini ifade etmiş olacak hem de sorunlarına çözüm yolu bulacaktır.Buraya kadar anlatılanları bir örnekle açıklayalım:
Çocuk: Bu akşam yemek yemeyeceğim.
Baba: Haydi hemen gel. Senin yaşındaki çocuklar günde üç öğün yemek yemeli. (Emir vermek, inandırmaya çalışmak)
Çocuk: Öğle yemeğinde çok yedim.
Baba: Yine de masaya gel, ne yediğimizi gör.(Öneri getirmek)
Çocuk: Hiçbir şey yemeyeceğim.
Baba: Bu akşam senin neyin var? (Sorgulamak)
Çocuk: Bir şeyim yok.
Baba: Öyleyse masaya gel. (Emir vermek)
Çocuk: Aç değilim. Masaya da gelmeyeceğim. (Dönmezer, 1999)
Burada baba iletişim engellerini kullandığı için, çocuğun sorunu çözülememiştir. Aynı durum etkin dinleme yöntemi ile çözülebilmektedir:
Çocuk: Yemek yemek istemiyorum
Baba: Bu akşam canın yemek istemiyor mu?
Çocuk: Evet, midemde bir düğüm var sanki.
Baba: Bugün gerginsin galiba?
Çocuk: Gergin değilim, çok korktum.
Baba: Bir şeyden korkmuşsun.
Çocuk: Evet bugün Hakan, aradı ve konuşmak istediğini söyledi. Çok ciddiydi. Her zamanki gibi değildi.
Baba: Bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
Çocuk: Ayrılmak istemesinden korkuyorum.
Baba: Bu seni çok üzer. (Dönmezer, 1999)
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi temel sorun ortaya çıkmıştır. Genellikle çocuklar iletilerini örtük olarak verdikleri için, etkin dinleme, sorunun ortaya çıkmasına ve çocukların kendi sorunlarını daha iyi kavramalarına yardımcı olacaktır.
Buraya kadar olan bölümde çocuğun bir sorunu olduğunda anne-babaların nasıl iletişim kuracakları konusuna değinilmiştir. Birçok anne-babada da şu düşünceler olabilir: “Ne söylesem ne yapsam çocuğum anlamıyor”, “Bu çocuk yüzünden artık çileden çıkıyorum.” gibi. Anne-babaların anlaşılmadıklarını hissettikleri durumlarda ya da anne-babanın sorun olarak gördüğü ancak çocuk için sorun olmayan durumlarda ne yapmalıdırlar? Burada kullanılması gereken etkili iletişim yolu ben-iletileri’dir.Ben-iletileri var olan sorunu çözmek için değil, anne-babanın duygu ve düşüncelerini iletmek için kullanabilecek bir yöntemdir. Böylece çocuk ortada bir sorun olduğunu ve bu durumun anne-babasını rahatsız ettiğini anlayacaktır.
Günlük yaşantıda kullanılan dile bakıldığında genellikle, “sen” öznesiyle kurulu cümleler olduğu fark edilecektir: “Yapma şunu”, “Neden böyle yapmıyorsun?”, ‘Bunu yapmamalısın”, “Çocuk gibi davranıyorsun”. Bu iletiler Sen-iletileridir ve iletişim engellerinin etkisiyle aynıdır. Burada çocuk anne-babasının iletilerini anlamayacak, Sen-iletilerine benzer iletiler gönderecek ya da sorunu anlayamadığı için davranışlarına devam edecektir. Bu durum bir örnekle açıklanırsa, çocuk oturma odasında top oynamakta anne vazonun düşüp kırılmasından korkmakta. Sen-iletileriyle annenin tepkisi; “Burada top oynama” ya da “O vazo bir kırılsın ben sana gösteririm” olabilir. Ben-iletisinde ise anne onu rahatsız eden yönüyle durumu anlatmaktadır.
Davranış
Somut Etki
Duygu
Ayşe oturma odasında top oynuyor
Vazoyu kıraak diye
korkuyorum
Burada önemli olan davranışı, somut etkiyi ve duyguyu iletmektir. Kısaca, Ayşe oturma odasında top oynadığında vazoyu kıracaksın diye korkuyorum. Daha basit bir formüle indirgendiğinde önce davranış, sonra duygu ve ardından somut etki bildirilmektedir.
DAVRANIŞ
DUYGU
SOMUT ETKİ
………………..
………………..
çünkü
yaptığında
söylediğinde
davrandığında
hissediyorum,
………………..
“Üzerine kabanını almadığın zaman hastalanacaksın diye endişeleniyorum. ya da
“Üzerine kabanını almadığın için endişeleniyorum, çünkü üşütebilirsin.”
Ben-iletileri öğrenilmesi en kolay etkili iletişim yollarından biridir. Anne-babalar bu tür iletilerin çocuklarda hemen bir davranış değişikliğine yol açmayacağını unutmamalıdırlar. Çünkü ben-iletileri anne-babanın duygu ve düşüncelerini uygun dille ifade etmelerini sağlayacaktır. Bu dil sayesinde problem durumların ve çatışmaların hemen ortadan kalkacağı anlaşılmamalıdır. Çünkü bu gibi durumlar her zaman olacaktır. Ben-iletileri ve etkili iletişim becerileriyle çatışma ve sorunlar daha kolay bir şekilde çözülecektir.
Sonuç olarak bu yazıda anne-babaların çocuklarıyla olan iletişimde nelere dikkat etmeleri gerektiği üzerinde kısaca durulmuştur. Çok derin ve uygulayarak öğrenilmesi gereken bu becerilere ana başlıklarıyla değinilmeye çalışılmıştır. Anne-babaların var olan iletişim yollarını değiştirmeleri ve uygulamaları zor gibi görünüyorsa da bu beceriler deneyerek gelişmek ve anne-baba arasında daha sıcak ilişkilerin doğmasına neden olmaktadır. İlk denemelerde yapay ve çocuklar için alışılmadık gelebilir. Fakat zamanla çocuklarla iletişimin değiştiğini ve sorunların daha olumlu bir şekilde çözüldüğü görülecektir.
Tüm bunlara ek olarak, anne-babaların dikkat etmesi gereken diğer önemli bir konu da, eşler arasındaki iletişim, uyum ve problem çözme yöntemlerinin çocukları etkilediğidir. Bu nedenle sadece çocuklarla değil eşler de kendi aralarında etkili iletişim yollarını kullanmalıdırlar. Böylelikle hem kendi aralarında uyum hem de aile ortamında uyum ve rahatı sağlayacaklardır. Unutulmamalıdır ki çocukların sağlıklı ve mutlu olmalar aile ortamına bağlıdır.
Etkili iletişim becerileri hakkında daha fazla bilgi almak ve bu becerileri geliştirmek isteyen anne-babalar, bu konuda yazılmış olan kitaplardan faydalanabilirler. Ayrıca, bu konuda açılan kurslara, okullarda bulunan Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servislerine, Rehberlik Araştırma Merkezlerine, üniversitelerin çocuk ve ergen psikiyatri kliniklerine, özel merkezlere veya Sivil Toplum Örgütlerine (Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Türk Psikologlar Derneği, AÇEV gibi) başvurabilirler.
Yararlanılan Kaynaklar
Dönmezer, İbrahim (1999); Ailede İletişim ve Etkileşim, Sistem Yayıncılık,İstanbul.
Gordon, Thomos (1996); Etkili Anababa Eğitiminde Uygulamalar, Sistem Yayıncılık, İstanbul.
Asıl Sahibi