İletişim tarihi, düşüncenin tarihiyle eş zamanlıdır.
Önce sesini tanıdı insan. Sonra anlamı keşfetti.
Düşündükçe çoğaldı. Üçüncü kişinin tarihiyle çığ gibi başladı çoğalma. Ses yazıya, çizgiye dönüştü. Doğadaki rengi tanıdı ve yeniden üretti insan.
Toplumsal bir varlık olan insanın en önemli özelliklerinden birisi de kendi cinsiyle ilişki kurması, duygu ve düşüncelerini bir diğerine aktarmasıdır. İnsanın bu özelliği onda varolan iletişim yeteneği ile ilgilidir. İnsanlar çağlar boyu birbirleri ile bu yetenekleri sayesinde etkileşimde bulunmuşlar, kültürlerini, uygarlıklarını geliştirmelerinde bu etkileşimlerinin rolü büyük olmuştur.
İnsanlığın ilk döneminde iletişimde önce ses vardır. İnsan kendisini çıkardığı değişik seslerle, çığlıklarla ve bunları desteklediği bedensel hareketlerle ifade etmiştir. Bunun yanı sıra ilkel resimlerle, çizgilerle insanın mesajını aktarması da insanlığın iletişim tarihinde sanatın ilk izlerinin göstergesi olmuş, günümüzün sanatsal anlatımlarına ulaşana değin sanat öncülüğüyle iletişim kurma biçimleri de evrimsel bir çizgi izlemiştir. İnsanın iletişiminin gelişiminde en başta gelen koşul hiç şüphesiz dilin ortaya çıkması, konuşmanın başlaması, yani sözün kurulması, zamanla yazının bulunması, sözlü ve yazılı ifade biçiminin güçlenmesi olmuştur.
İletişim biçimleri zamanla büyük gelişmeler kaydetmiş, yakın çevreyle iletişimin yanında, dünyanın bir diğer ucundaki insanlarla da iletişim, hızlı teknolojik gelişimle olanaklı hâle gelmiştir.
Kişiler arası ilişkilerde ve bütün toplumsal alandaki etkileşimde en önemli faktörlerden birisi olan iletişim kurma eylemi, kaynağını en başta dil becerisinden, sözlü ve yazılı ifade yeteneğinden, bunların yanında ayrıca bedensel sembollerden almaktadır. İnsanın bu eyleminin en başta ilişkili olduğu özgürlük alanları da düşünce ve ifade özgürlüğü ile iletişim özgürlüğüdür.
Düşünsel özgürlük, en kısa biçimde, kişinin özgür düşünme yetisine sahip olması yanında, düşünce ve kanılarını serbestçe açıklayabilmesi anlamına gelir. Düşünsel özgürlük aynı zamanda başka düşüncelere ulaşabilme özgürlüğünü (haber alma, bilim ve sanat öğrenme özgürlüklerini); din ve vicdan özgürlüğünü de içerir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 19. maddesindeki �her bireyin görüş ve anlatım özgürlüğü hakkı vardır; bu hak görüşleri nedeniyle kaygı duymama hakkı ile ülke sınırları söz konusu olmaksızın, herhangi bir anlatım aracıyla, bilgi ve düşünceleri araştırma, edinme ve yayma hakkını içerir.� ifadesi düşünce özgürlüğünün gerçekleşmesi için iletişim özgürlüğüne de vurgu yapar.
Kişiler arası ilişkilerde ve toplumsal yaşamın her alanında (ev, okul, iş yeri, kamu mekânları vs.) büyük önemi olan iletişimde zaman zaman sıkıntılarla veya engellerle karşılaşılması, gündelik yaşamda bir takım sorunlar yaratmakla kalmayıp, gelecekteki düşünce ve eylemlere de etki etmektedir.
İnsanın iletişim eyleminde, dil, dilin kullanımı ve kültürel boyut birincil öneme sahiptir. Bir aktarım aracı olarak dilin kişide yeterli veya yetersiz gelişmiş olması, kişinin kullandığı dilin zenginliği veya kısırlığı insanî etkileşimlerin canlılığında ve dinamiğinde farklı biçimde rol oynamaktadır. Çünkü dilin zenginliği, kurgusal yapısı, düşünme biçimini etkilemekte, ona yeni boyutlar katmakta, olayları, kavramları yorumlamada, duyguların farkına varmada ve bütün bunları olduğu gibi ifade etmede, yani bir diğerine aktarmada, toplumsal ve kültürel yaşamı zenginleştirmede önemli katkılarda bulunmaktadır.
Baskıcı ve otoriter, dıştan denetime dayalı, ön yargılı bir kültürden beslenen iletişim biçimiyle, demokratik, öz denetime, başkalarına karşı sorumluluğa dayalı, özgürlükçü bir zemine sahip iletişim tarzının söylemleri, algılamaları, mesajları da bambaşka olacaktır. İtaat kültüründe, yetkenin emir ve söylemlerine göre davranılır; bunlara uymanın dışında fikir ve söylem geliştirilmez, dar bir alanda kapalı tarzda bir yaşam vardır; dolayısıyla iletişim de kalıp mesajları aktarmaktan ibarettir. Özgürlükçü, eşitlikçi, karşılıklı, yaratıcı, keşfedici bir iletişim biçimi söz konusu değildir.
Kişinin içine doğduğu, yetiştirildiği ortamdaki iletişim tarzının onun düşünme, ifade etme, kendine ve başkalarına dönük tutumlarını etkilemesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla ailedeki, okuldaki vs. toplumsal yaşam alanlarındaki ilişki biçimlerinin demokratik veya otoriter olması, açık veya kapalı olması etkili iletişimin önünü açacak ya da tıkayacaktır.
Bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade etme becerisinin geliştirilmesi, gerek aile gerek okul ve diğer toplumsal alanlardaki ilişkilerin demokratik bir tarzda gerçekleşmesi, hem kişiler arası hem de toplumsal ilişkilerde etkili iletişime olanak verecektir. Bunların yanında kişiler arası ilişkilerde etkili iletişimi sağlayan bir diğer unsur da etkin dinleme becerisidir. Etkin dinleme, bir diğeriyle olan ilişkiye karşı sorumluluktaki en önemli boyutlardan biridir. İçinde ötekine karşı saygıyı, onu kabul etmeyi, ona değer vermeyi, empatiyi, algılamayı, algıladıklarını yansıtarak sınamayı, ayrıntıların farkına varmayı, dolayısıyla eşitlikçi, demokratik bir tutumu barındırır.
En önemli sosyalleşme ortamlarından biri olan okul, iletişim tarzının gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kişi birçok beceriyi, okulda edinmektedir. Dolayısıyla okul eğitiminde kişinin yüz yüze geldiği tutum ve davranışların onun ilişki ve iletişim biçimine de etkisi de büyük olacaktır.
Özgür ve demokratik bir okul ortamında bireylerin düşünce ve duygularına saygı duyulur, farklı düşünceler hiçbir baskı hissetmeden ortaya konulurlar, kişiler birbirlerinin düşünce, duygu ve yorumlarını algılamak için gerekli açık iletişim becerilerini edinmişlerdir. Kendi söz haklarına olduğu kadar başkalarının söz hakkına da saygı gösterirler ve bu hakkı onlarda korurlar, çatışmaların çözümünde güce dayalı üstünlük, bir tarafın haklı çıkması değil eşitlik ve adalet ilkesi söz konusudur. Her iki tarafın da anlaşacağı çözümleri üretme becerisine sahiptirler. Bu ilke ve becerilere göre eğitim sisteminin alt yapısını oluşturan toplumlarda insan hakları kültürünün gelişmiş olması şaşırtıcı değildir.
Toplumdaki bireylerin yetiştirilmesinde başta gelen kurumlardan birisi olan okulun kültürünün demokratik olması, bireylerin söz hakkına özen gösterilmesi, belli bir konuda, durumda, sorunda birbirleriyle etkili iletişim kurabilecekleri kanalların açık olması, onların insan hak ve özgürlüklerine saygılı olmalarında, demokratik yurttaşlık bilinç ve sorumluluğunu kazanmalarında büyük önem taşır. İletişim kanallarının açık olduğu bir ortamda, bireyler herhangi bir sorun karşısında etkin, yaratıcı çözümler üretirler, bir çemberin içinde sıkışıp kalmadan yaşam alanlarını genişletirler, etraflarına karşı duyarlılıkları ve sorumluluk bilinçleri gelişir.
Sınıf ortamında kullanılan sözsüz (mimikler, jestler, oturuş ve duruş tarzı, göz teması vb.) ve sözlü iletişimin etkili ve sağlıklı olması, öğrencilerin özerk düşünce ve anlatım yeteneklerini geliştirmelerine olanak sağlar. Sözlü ve sözsüz mesajların çelişkili, içtenliksiz olmasından kaçınılması, öğrencilerin bir soru, bir sorun, bir durum, bir olay hakkında düşünce, yorum geliştirmelerine zaman tanınması, anlatımın çeşitli yollarının ( öykü, resim, şiir, yazı, şarkı,afiş vs.)kullanımının önünün açılması yöntemleri onların anlama, dinleme, algılama, kavrama ve anlatma dolayısıyla iletişim becerilerini geliştirecektir.
Demokratik bir eğitim ortamında öğrencilerin etkin iletişimlerine olanak sağlanması, onların yaratıcı, araştırıcı tarzda düşünmelerini geliştirecek, tartışma yoluyla öğrenmelerini, farklı fikirleri dikkate alarak çalışmalarını iş birliği içinde gerçekleştirmelerini sağlayacaktır. Değişik etkinliklerde bir araya gelmelerinde, çeşitli konularda yaratıcı projeler, sorunlara çözüm yolları üretmelerinde etkili iletişim becerilerini edinmiş olmalarının katkısı büyük olacaktır. Çünkü etkili iletişim yaratıcılığı, farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına ve kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerinde zengin deneyimler edinmelerine olanak sağlar.
Burada iletişimin bir diğer boyutu olan teknolojik yönüne de değinmek gerekir. Günümüzde kitle iletişim araçlarının (televizyon, radyo, faks, bilgisayar, uydu yayınları vs.)mesajları da iletişim biçimlerini devasa boyutlarda etkilemektedir. Bu araçlar sayesinde dünyadaki gelişim, değişim ve dönüşümlerden, üretilen bilgilerden anında haberdar olunabilmektedir. İnternet erişimi yoluyla dünyanın farklı bölgelerindeki insanlar etkileşime geçmekte, mesaj akışı doğrudan kişiler arasında yüz yüze iletişim şeklinde olmayıp sanal bir ortamda gerçekleşebilmektedir. İletişimin bu yönü, kişiler arası ilişkilerde birebir etkileşimi bir anlamda ortadan kaldırıp kişiyi sanal bir âlemde tutsaklaştırırken bir yandan da kişinin anında evrensel mesajlara ulaşmasını kolaylaştırmakta ve farklı kültürleri, farklı yaşam biçimlerini tanımaya olanak vermekte, toplumları birbirine yakınlaştırmakta, evrensel duyarlılıkları bir arada algılamaya fırsat sağlamaktadır. Kişinin yaşam evrenini genişletmekte, kapalı yapıları sorgulamasında aracı olmaktadır. Böylece bütün insanlık âlemi telefon kabloları yoluyla birbirine bağlanırken evrensel değerleri sahiplenmeleri ve yaşatmaya çalışmaları da söz konusu olmaktadır.
Bugün Türkiye�nin de içinde yer aldığı Avrupa Konseyi ülkeleri aralarında oluşturdukları projelerin büyük bir bölümünü (örneğin Avrupa Konseyi Demokratik Yurttaşlık Eğitimi Projesi) karşılıklı birebir iletişime dayalı yöntemlerin yanı sıra oluşturdukları network ağları aracılığıyla da yürütmektedirler. Günümüzde Konsey üyesi birçok ülkedeki okullar oluşturdukları eğitim siteleri ve linkleri yoluyla etkileşim sağlayarak informal eğitimin büyük bir kısmını internet üzerinden gerçekleştirmektedirler. Bu yolla okullar oluşturdukları projeleri, etkinlikleri, eğitimsel değer taşıyan iyi uygulama örneklerini karşılıklı olarak paylaşmakta, bunlardan esinlenerek yeni yaratıcı etkinlikler ve projeler ortaya koyabilmekte, internet yoluyla oluşturulan mektup arkadaşlığı servisleri farklı kültürlerin birbirlerini tanımasını kolaylaştırmaktadır. Tüm bu iletişim etkinlikleri, insan hakları eğitimini informal bir biçimde gerçekleştirmeyi desteklemenin yanı sıra ortak bir Avrupa yurttaşlığı kimliğinin oluşturulmasına da katkıda bulunmaktadır. Ayrıca yürütülen kardeş okul etkileşimleri ve iletişimleri sayesinde evrensel ölçekte iş birliği, dayanışma, sorumluluk gibi değerler güçlenmektedir. Bu tür etkileşimlerin en canlı ve yakın örneğini Irak�taki savaşa karşı oluşturulan uluslar arası sivil toplum dayanışmasında da görmek mümkündür. Burada insanlığın bir savaş başlamadan önce ilk kez olarak tepkisini ortaya koyabilmesi, günümüzün iletişim ağının hızlı bilgiye ulaşmaya olanak vermesi ve bu yolla etkileşimin güçlü kılınması sayesindedir.
Sonuç olarak sözlü veya sözsüz, yazınsal veya sanatsal, yüz yüze veya uzaktan ifade yoluyla gerçekleşsin yaşamımızın her alanında vazgeçilmez bir değeri olan iletişimin etkileri bugüne ait eylemlerimizden başlayıp geleceğimize uzanmaktadır. Her türlü insan etkinliğinin gerçekleşmesi iletişime dayanmaktadır. Bu denli büyük önemi olan iletişimi doğru ve etkili bir tarzda gerçekleştirmek, bire bir insan ilişkilerini nitelikli kıldığı kadar, uygarlığın ve kültürün gelişmesinde, farklılıklara saygının, düşünsel çok yönlülüğün güçlenmesinde dolayısıyla insan haklarına dayalı demokratik bir kültürün geliştirilmesinde temel destekleyicilerden birisi olacaktır.
NOT: Bu yazıda adı geçen ve faydalı olabileceğini düşündüğümüz proje, okul etkileşim ve iletişim ağları için bazı internet adresleri aşağıda verilmiştir.
Internet Adresleri:
http://www.coe.int
http://futurum.eun.org
http://www.eschoolnet.org
http://www.eun.org
www.citfou.org.uk
http://www.eycb.coe.int
Daha geniş bilgi için:
E-posta:[email protected]
Yazının Sahibi
Banu DUMAN-Zeynep Y.DEDE-Akın ERYÜREKLİ
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı