Öğrenci ve Öğretmen iletişimi

İletişim kavramı pek çok kişi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Hoben iletişimi “düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alış-verişi”, Andersen “bizim başkalarını, başkalarının da bizi anlamalarına yarayan bir süreç”, Berelso ve Steiner “sözcüklerin, resimlerin, figürlerin, grafiklerin vb. sembollerin kullanılarak bilgi, duygu, düşünce ve becerilerin aktarılması süreci”, Miller “bir kaynağın, davranışlarını kasıtlı biçimde etkilemek üzere bir alıcıya mesajlar iletmesi” olarak tanımlamışlardır. Bu tanımlardan yola çıkarak iletişimi; “davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması süreci” olarak tanımlayabiliriz (Ergin,1995).

Bir iletişim sürecinde kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve dönüt ögeleri bulunmaktadır.

Kaynak: Bir iletişim sürecinde hedeflediği kişi ya da grupta davranış değişikliği oluşturmak üzere iletişim sürecini başlatan kişidir. Eğitim sürecinde, öğrencilerde davranış değişikliği oluşturmak üzere bu görevi üstlenen kişi öğretmendir.

Mesaj: Kaynağın alıcıyla paylaşmak istediği düşünce, duygu ve davranışları temsil eden sembollerdir. Kaynak, sahip olduğu bir fikri ya da onunla ilgili davranışları alıcısı ile paylaşmak isterse öncelikle hareket, jest, mimik, söz, yazı gibi unsurlardan en az biri ile yapılmış bir mesaj hâline getirmelidir. Eğitim sürecinde mesajı; ders kitabı, program içeriği ya da öğretmenin yaptığı konuşmalar oluşturmaktadır.

Kanal: İletişim sürecinde kaynağın amaçları doğrultusunda alıcıya gönderdiği mesajları taşıyan araç-gereç, yöntem ve tekniklerdir. Eğitim sürecinde öğretmenin konuşması, kullanılan teknolojik araç-gereçler, ders kitapları, bilgisayar yazılımları kanallara örnek olarak verilebilir.

Alıcı: Kaynağın gönderdiği mesajlara hedef olan kişi ya da kişilerdir. İletişim sürecinde istenen tepkiyi vermesi beklenenler, süreçte “alıcı” rolünü üstlenirler. Mesajı veren öğretmense istenen tepkiyi vermesi beklenen öğrenci, mesajı veren öğrenciyse istenen tepkiyi vermesi beklenen öğretmendir.

Dönüt: Kaynak, alıcısına gönderdiği mesajların alınıp alınmadığını, alındıysa anlaşılıp anlaşılmadığını ya da ne derece anlaşıldığını alıcıdan kendisine gelen tepkilerden anlayacaktır. Alıcıdan kaynağa yönelen bu tepkilere “dönüt” denilmektedir. Öğretmen tarafından sorulan bir soruya verilen yanıt veya öğrencilerin mimiklerinden konunun anlaşılıp, anlaşılmadığının sezilmesi dönüte örnek olarak verilebilir.

Sınıf ortamında etkili bir iletişimin gerçekleşebilmesi için öncelikle öğretmen ve öğrenciler arasında sağlıklı bir iletişim kurulmalıdır. İletişim, sözel ve sözel olmayan yollarla kurulabilir. Sözel iletişim insanoğlunun kullandığı en geleneksel iletişim türüdür. Toplumların kültürel kimliklerinin korunmasında ve geleneklerinin yaşatılmasında sözel iletişim büyük rol oynamıştır. Halk ozanlarının eserleri, atasözleri, şarkılar, efsaneler sözlü iletişim aracılığı ile günümüze kadar gelmiştir. Günümüze kadar gelen kültür birikimi sözlü iletişim aracılığı ile bizden sonraki kuşaklara aktarılmaktadır.

Sözel iletişim yaygın kullanılmasına karşın istenileni ifade etme ve anlam taşıma kapasitesi bakımından en düşük iletişim türüdür. Albert Mehrabian’ın beden, ses ve sözcüklerin iletişimi ne kadar etkilediğini belirlemek için yaptığı araştırmada iletişimde; sözel olmayan davranışların %55, sesin %38 ve sözcüklerin de %7 oranında etkili olduğu belirlenmiştir. Mehrabian’ın elde ettiği sonuçlar sözel olmayan davranışlar aracılığı ile gönderdiğimiz mesajların söylediklerimizden daha etkili olduğunu göstermektedir. Sözle iletişimi destekleyen sözel olmayan davranışlara; sözsüz mesajlar ve beden dili gibi adlar da verilmiştir. Sözel olmayan iletişimin kullanılması, özellikle duyguların ifade edilmesinde kelimelerin yetersiz kalması ve kaynağın anlamı güçlendirmek istemesi ile ilişkilendirilir.

Günlük yaşantımızda önemli bir yere sahip olan sözel olmayan iletişim, eğitim sistemimizde öğretmenler tarafından da kullanılmaktadır. Öğretim hizmetlerinin niteliği büyük oranda öğretmenin davranışlarına bağlı olduğu için öğretmenin sınıftaki sözel olmayan davranışları, verilen eğitim hizmetinin niteliğini etkilemektedir. Yapılan araştırmalar her eğitim sisteminin kendine özgü bir sözsüz iletişim yapısına sahip olduğunu ve bu yapının öğretmenler tarafından kullanılmasının öğrencileri etkilediğini ortaya koymuştur.

Aşağıda sözel olmayan davranışlarla ilgili bir diyalog verilmektedir.

Gözlemci: Öğretmeninizin bir şeyi yapmanızı gerçekten istediğini nasıl anlarsınız?

Öğrenci: Gözleri açılır ve yuvarlaklaşır, doğruca bize bakar. Hareket etmez ve sesini biraz yükseltir, ama sakin ve nazikçe konuşur. Bazen de yanımıza dikilip sessizce bize bakar.

Gözlemci: O zaman ne olur?

Öğrenci: Hemen dediğini yaparız.

Bu diyalogdan da anlaşıldığı gibi öğrenci öğretmenin davranışlarını açıklarken sözel mesajlardan daha çok sözel olmayan mesajlar üzerine yoğunlaşmaktadır.
Makalenin Devamı
Yüz İfadeleri

Baş Hareketleri ve Dokunma

Asıl Sahibi

Dilşat Peker ÜNAL
Eğitim Programları Uzmanı, Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü

Yararlanılan Kaynaklar

Ergin, Akif. Öğretim Teknolojisi İletişim. Personel Eğitim Merkezi Yayın No:17. ANKARA,1995.

http://www..fenokulu.com/sinificiiletisim.htm
http://www.ntvmsnbc.com/news/147719.asp#BODY
http://www.geocities.com/cancihat/sozsuzi.htm
http.//www.firat.edu.tr/sanalunv/otmg/ilet_tek_ve_ilet.htm
http.//www..notivenet.utsh.sco.edu.arsivingilizce/n/94b/0042.html

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir